top of page
  • Yazarın fotoğrafıBozkurt Cendey

Çalışanların psikolojik dayanıklılığı ve zihinsel refahları işverenin sorumluluğuna girer mi?


Pandemi dönemi her yönü ile bize ilkleri yaşatırken Amerika’da geçen yıl eşi benzeri görülmemiş sayılarda işten ayrılmalar başladı. Sadece Eylül ayında 4,5 milyon kişi işi bırakmış. Bir önceki yıla oranla işten ayrılmalar yüzde otuz artmış. Hatta bu duruma yeni bir isim de takmışlar: ‘’büyük istifa’’.


Ayrılanların yaş grubuna baktığımız zaman, birkaç senedir çalışan ve en az 25 yaş ve üstü kişiler olduğunu görüyoruz. Ana sebep daha iyi ücret ve daha iyi haklara kavuşmak amacıyla olsa da özellikle turizm ve sağlık gibi pandemi fırtınasından sağlam bir yumruk yiyen sektörleri de göz ardı edemeyiz.


İşte bu gibi zamanlarda çalışmanın zihinsel olarak getirdiği yükü her zamankinden fazladır. Ve bu noktada çalışanların psikolojik dayanıklılığı devreye girer.


Çalışanı elde tutma ve özellikle parlak gelecek vaat eden yetenekli gençlere sahip olma açısından, onların maaşları ve sosyal haklarının yanı sıra zihinsel refahları da işverenlerin sorumluluk alanına girmeye başlar.


Artık yapılan her türlü yatırımda çalışanların dayanıklılık stratejilerine de yer vermek çok önem kazandı.


‘Resilience’- ‘Esneklik’ ya da ‘Yılmazlık’ gibi isimlerle dile getirilen bu psikolojik dayanıklılık durumu aynen bir söğüt ağacına benzer. Nasıl ki söğüt ağacı rüzgârda eğilip bükülür ama kırılmaz, psikolojik dayanıklılık da ihtiyaç halinde geri adım atma veya sağa sola eğilmedir. Güçlü psikolojik dayanıklılığa sahip çalışanlar, stresli bir olayı iyi sonuçlandırırken ertesi güne hazır, istekli ve yeniden her şeyi yapabilecek bir motivasyonla işlerine devam ederler. Çabuk zihin yorgunluğu, moralsizlik ve tükenmişlik yaşama olasılıkları düşüktür.


Şirketinizde çalışanlarınızın psikolojik dayanıklılığına önem veriyor ve buna yatırım yapıyorsanız şirket maliyetlerinizi dolaylı olarak arttıran bu gibi etkenlere de önlem alıyorsunuz demektir.


İşten ayrılan birinin yerine yenisini almakla geçen zamanın maliyeti, işe alım şirketine verilen komisyonların maliyeti, işe aldıktan sonra kişiyi eğitmek için geçen zamanın maliyeti, işten ayrılan kişinin son çalışma dönemindeki verimsizliğin maliyeti, yeni işe alınan kişinin idari maliyetleri gibi durumları göz önüne alırsak belki de mevcut çalışanlara daha yakından kulak vermek ve onların zihinsel refahları ile yakından ilgilenmek daha da önem kazanmaktadır.


Çalışanlara bu konularda eğitim ve koçluk hizmetleri aldırmak önemli bir ihtiyaçtır.

Bir taraftan baktığınızda ilave bir maliyet gibi görünse de işletmelere sunacağı sonuçlar ve pozitif katkılar açısından son etapta kazanan ve kar edenler işyerleri ve işverenler olacaktır.


Bu sebeple lütfen çalışanlarınızın zihinsel refahlarına ve psikolojik dayanıklılıklarına destek olunuz, önem veriniz.



37 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page